6 Aralık 2011 Salı

Türk’ün Mobille İmtihanı: Mobil Kullanıcı Profili


24 Kasım’da Doğuş Üniversitesi’nde gerçekleşen “E-Ticaret ve Sosyal Medya” konferansıyla ilgili notlara 2. yazımla devam ediyorum. İlk yazıma buradan ulaşabilirsiniz.

Bu konferansta konuşulan konulardan biri de hiç şüphesiz “Mobil”di. PayPal Türkiye Ülke Direktörü Kıvanç Onan ödeme alışkanlıklarını ve PayPal’ın mobil ödemeyi biçimlendirmesini anlatırken, Pordiva CTO’su Ercan Balcı bizlerle mobil kullanıcı profili ve mobilin gelişimini paylaştı.

Türkiye’de mobilin 1. dönemi insanların “mobille tanışması”. İlk zamanlar cep telefonları bizim için birer statü sembolüydü -bence hala öyle ama bu başka bir konu :) , bir mekana cep telefonuyla konuşarak girdiğinizde bütün gözler üzerinize çevrilirdi. “Evet bir cep telefonum var ve faturamı ödeyebiliyorum” havasıyla dolaşılırdı. Cep telefonlarının sabit telefonlar gibi değil, sadece bize ait, özel eşya kategorisinde olduğunu fark ettik. Onu kişiselleştirdik ve sahiplendik. Bununla beraber Türk insanı duygularını SMS’lerle yansıttı. Yardım kampanyaları, yarışma oyları ile bir motivasyon aracı oldu.
2. dönem “mobilde bilinçlenme” idi. Cep telefonlarımıza hakim olmaya başladık. Daha bilgisayarın ayarlarına hakim değilken cep telefonlarının ayarlarına hakim olduk. Ercan Bey, e-ticaretin önündeki engellerden bir tanesinin insanların bilgisayarlarına hakim olmamasını düşündüğünü belirtti. Cep telefonlarına bu hakimiyet mobil ticaretin önünü açtı. Bu dönemde güven unsuru da inşa edilmeye başlandı çünkü operatörlerin call-centerları ile her soru ve sorunumuz için iletişime geçebiliyorduk. Son olarak da tabi ki hız ve kolaylık sağlaması onu iyice vazgeçilmez hale getirdi.
3. dönem “internet ve akıllı telefonlar” dönemi. Mobil dünya için dönüm noktası 30 Temmuz 2009’da Türkiye’ye 3G’nin gelmesiydi. Herkes görüntülü görüşme patlayacak sandı ama insanlar zaten konuşuyordu, 3G ile yeni bir şey beklendi. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada böyle oldu.
3G ile mobil internet ve uygulama dünyası ile tanıştık. Şu anda firmalar “Mobil internet sitesi mi yaptırmalı, uygulama mı? Yoksa Apple Store’da mı olmalı?” diye soruyorlar. Ercan Bey firma örneğin inşaat firması ise Apple Store’da olmasının anlamsız olduğunu söyledi ve Google’ın mobil uyumlu internet sitelerini indexte öne aldığını ekledi. Yani eğer web siteniz mobil uyumlu ise, mobilde Google ile arama yapıldığı zaman, mobil uyumlu siteler üst sıralarda gösteriliyor. Bu çok değerli bir fırsat.

Bu dönemde mobile özel içerik üretilmeye başlandı ve mobil teknolojiler hayatımıza girdi. Ercan Bey mobil teknolojilerin satın alma davranışlarımızı nasıl etkilediğini bir anısıyla anlattı: Bir arkadaşı, diğer arkadaşının üstündeki ceketi çok beğeniyor. Nereden, ne kadara aldığını soruyor, hatta bir de deniyor :) Hemen o anda markanın mobil uygulamasını indirip, satın alıyor. Oysa satın almak için eve gitmeyi bekleseydi motivasyonu kaybolabilirdi.
4. dönem “mobilde paylaşım” dönemi. Artık herkes sosyal ağlarda, entegre yaşıyoruz. Her an her yerde online olabiliyoruz.
Bir Pordiva projesi olan cepyol.com da buna güzel bir örnek. Cepyol.com, ulaşım firmalarının bilet satışı yaptığı bir platform. Bu yeni bir şey değil, ancak kimi firmalar cepyol.com üzerinden yaptıkları satışın en çok satış yapan ofislerinden daha çok olduğunu söylüyormuş ki bu gelinen noktayla ilgili bize fikir verebilir. Cepyol.com’un iPhone uygulaması da bulunuyor.
Son olarak, hani şu yılların çok meşhur sloganı vardır: “Size bir telefon kadar yakınız”. Herkese bir telefon kadar yakın olmak artık daha anlamlı. Dolayısıyla artık firmalar stratejilerini buna göre oluşturmalı.




Bu yazımın orijinalini Brandtalks.org'ta bulabilirsiniz.

1 yorum:

  1. Paylaşımınız için teşekkürler.
    Bir web yazılımcı olarak kısaca katkıda bulunayım.
    Mobil cihazların interneti kullanmasıyla birlikte ve bu cihazlar tablet, telefon vs. çeşitlenmesiyle standart web yazılımları görünümlerini bu cihazların ekranlarına göre ayarlanması gerekir.

    Bunu yapmanın temel 3 yolu var.
    1-Sitenizin yanında birde mobil sayfa yaptırmak ve ayrı bir urlden yayın yapmak. örneğin http://m.istanbulmeet.com gibi.
    2- Sitenizin her platform için ayrı ayrı uygulamasını yani APPS'ini yazdırmak. Bu aslında en karışık, gelecekte en az tutacak ve üsteli en pahalı yöntem. Bu uygulamalar işletim sistemlerine göre ayrı ayrı yapılmak durumunda. Ayrıca sınırlı kapasiteye sahip mobil cihazlara her uygulamayı yüklemek mümkün değil. Kullanıcı zorunluluk hissetmedikce bu tür uygulamaları devamlı cihazlarında yüklü olmasını istemezler. Çok sevdikleri bir uygulamanında yeni aldığı mobil cihazın sistemiyle uyumlu olmaması gibi sonuçlarıyla karşılaşırlar. Buda sadik müşterinizi kaybetmenize yol acar. Kısaca mobil versiyonum olsun diyen site sahipleri kesinlikle bu APPS yöntemini düşünmemeliler.

    3- Mevcut sitenizi veya yeni sitenizi Grid diye tabir edilen yöntemle yaptırmanız. Yanlız bu grid kodlamalar en baştan yapılmalı ki siteniz %100 uyumlu olsun. Mevcut eski site üzerinde yapılabilecek düzeltmeler çoğu zaman istenilen sonuçu vermez. Nedir bu sistem derseniz, sitenizdeki resimler dahil tüm içerik kullandığınız cihazın ekranına göre kendini otomatik olarak boyutlandırır. Site tüm işletim sistemlerinde ve hertürlü tarayıcıda sağlıklı şekilde görüntülenir. Bu türden bir site yaptırmak size büyük kazançlar sağlıyacaktır. Herşeyden önce ayrı ayrı uygulamalar yazdırmaktan kurtaracak, tek bir site ile tüm platformlarda kullanılır olacak. Facebook sayfaları dahi yaptımanıza gerek kalmadan, fb vb. sosyal ağların içinden de siteniz kullanılabilecek. Bu konuda daha detaylı bilgi isteyenler http://fb.com/yakorank facebook üzerinden veya http://twitter.com/yakorank twitter'dan bana ulaşabilirler.

    YanıtlaSil